İletişime Geç

Tiroid Kanseri Nedir?

Tiroid kanseri, boyunda yer alan tiroid bezinde bulunan hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu oluşan bir kanser türüdür. Tiroid bezi, metabolizma hızını ve hormon seviyelerini düzenleyen önemli bir organdır. Tiroid kanseri genellikle erken evrede teşhis edilebilir ve tedaviye iyi yanıt verir.

Tiroid Kanserinin Belirtileri

  • Boyunda Şişlik: Tiroid bezinde fark edilen bir kitle veya yumru.
  • Ses Kısıklığı: Kanserin ses tellerine baskı yapması sonucu ses değişiklikleri.
  • Yutma veya Nefes Almada Zorluk: Büyüyen bir tümörün yemek borusu veya nefes borusuna baskı yapması.
  • Boyun Ağrısı: Boyun bölgesinde sürekli veya artan bir ağrı hissi.
  • Lenf Düğümlerinde Şişlik: Boyun bölgesindeki lenf düğümlerinde büyüme.

Tiroid Kanserinin Nedenleri

  • Genetik Yatkınlık: Ailede tiroid kanseri öyküsü olan bireylerde risk artar.
  • Radyasyon Maruziyeti: Çocukluk döneminde baş veya boyun bölgesine alınan radyasyon tedavisi.
  • Düşük İyot Alımı: İyot eksikliği tiroid fonksiyonlarını etkileyebilir.
  • Bazı Genetik Sendromlar: Medüller tiroid kanseri genellikle genetik mutasyonlarla ilişkilidir.

Tiroid Kanseri Nasıl Teşhis Edilir?

  1. Fiziksel Muayene: Tiroid bölgesindeki şişlik veya anormallikler doktor tarafından değerlendirilir.
  2. Ultrasonografi: Tiroid nodüllerinin boyutunu ve yapısını değerlendirmek için kullanılır.
  3. İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi: Şüpheli nodüllerden alınan örneklerle kesin tanı konur.
  4. Kan Testleri: TSH, T3, T4 ve kalsitonin gibi hormon seviyeleri kontrol edilir.
  5. BT ve MR Görüntüleme: Tümörün boyutu ve yayılımı değerlendirilir.

Tiroid Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?

  1. Cerrahi Müdahale:
    • Total Tiroidektomi: Tiroid bezinin tamamen çıkarılması.
    • Lobektomi: Tiroid bezinin yalnızca bir lobunun alınması.
  2. Radyoaktif İyot Tedavisi:
    • Tiroide özgü hücrelerin yok edilmesi için radyoaktif iyot kullanılır.
  3. Hormon Tedavisi:
    • Tiroid bezi alındıktan sonra hormon seviyelerini düzenlemek için levotiroksin tedavisi uygulanır.
  4. Hedefe Yönelik Tedavi:
    • Özellikle ileri evrelerde tümör büyümesini kontrol altına almak için kullanılır.
  5. Radyoterapi:
    • Cerrahi sonrası tümörün tamamen yok edilmesi için uygulanabilir.

Tedavi Sonrası Bakım

  • Hormon Takviyesi: Tiroid bezi alınan hastalarda düzenli hormon ilaçları kullanılır.
  • Düzenli Kontroller: Kanserin tekrarlama riskine karşı periyodik doktor ziyaretleri gereklidir.
  • Beslenme Düzeni: Sağlıklı bir metabolizma için dengeli beslenme önerilir.
  • Fiziksel Aktivite: Hafif egzersizlerle enerji seviyesinin korunması sağlanır.

TİROİD KANSERİ HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

Tiroid bezinin görevi nedir ?

Tirod bezi vücudumuzun metabolizma hızını ayarlayan organımızdır denilebilir. TSH denen hormon yardımıyla T3,T4 , Calsitonin hormonlarının salgılandığı  organdır.

Tiroid bezinin az veya çok çalışması ile   guatr denen  tiroid bezinin büyümesi meydana gelebilir. Tiroid nodülleri gelişebilir.

Tiroid hormonlarının aşırı salgıanması veya salınım azlığı vücutta çeşitli hormon eksikliklerine neden olabilir?

Halsizlik ve yorgunluk, depesyon başta olmak üzere ruh halinin değişikliklerinden sinirlilik endişe hali ne kadar bir çok duygulanım değişikliğin neden olabilir yaş dönemi içerisinde  çok dikkat edilmelidir. Uykusuzluk , uyku bozuklukları da görülür.

Terleme, çarpıntı, saç dökülmesi,  kemik erimesi özellikle Hipertiroidi (Zehirli Guatr) durumlarında  sıkça rastlanırken, gebe kalamama,kilo alma , kolesterol yüksekliği de diğer bulgular olabilir.

Hipotiroidi de Cinsel isteksizlik, ciltte kuruluk olabilirken,  bağırsak bozuklukları, kabızlık şişkinlik gaz sıkça görülen sindirim sistemi bozukluk belirtileridir. Adet kanalarında bozukluklar düzensizlikler degebe kalamama gibi hormon dengesizlikleri  görülebilir. Üşüme sıcaklık algısının değişikliği de diğer bir bulgudur.

Tiroid bezindeki tiroid hormonu üretim  dengesizliği tiroid nodülüne neden olur. İçerisindeki hormon duyarlı hücresl yaının düzensiz büyümesi ile solid (sıvı içermeyen), kistik (sıvı içeren), miks (sıvı ve katı formu beraber içeren) yapıda tiroid nodülleri oluşabilir. Genelde Ultrasonografi ile tanı alır.

Boyunda şişlik en önemli belirtidir.

En önemli tanı yöntemi hormon değerlerinin ölçülmesidir. T3, T4, TSH hormonların düzey farklılıkları ile değerlendirme başlanır.

Rahatsızlık durumlarında belirti varsa  yine Tiroid antikorları istenebilir.

Bu hormon düzeyleri  yaş, gebelik durumu, hastalıklar, travma vb gibi bir çok nedenle değişebilir.

Söz gelimi  gebelikte daha farklı  hormon düzeyleri söz konusu iken kontrol zamanları da değişebilie 3-4 haftada  bir kontrol edilmesi gerekebilir. Bu nedenle ilk 3 ayda TSH alt sınırı 0.1 mIU/L, ikinci ve üçüncü 3 aylarda 0.2-0.3 mIU/L olarak kabul edilmektedir. İlk üç ayda 2.5 mIU/L, ikinci ve üçüncü üç ayda 3 mIU/L’nin üzerinde bulunan TSH değerleri “subklinik hipotiroidi” (klinik belirtisi olmayan hipotiroidi) olarak kabul edilir. Antikorları pozitif olan gebelerde ilk aylarda tiroid hormonları normal olsa da, ilerleyen aylarda hipotiroidi gelişebilir. Bu nedenle 4-6 haftada bir TSH bakılmalıdır. Tiroid antikoru pozitif olan kadınlarda doğum sonrası da TSH kontrolü yapılmalıdır

Radyolojik olarak en değerli tanı yöntemi ultrasonografidir. Tiroid ultrasonografisi en zor yapılan özellik arzeden ultrasonografi metodlarıdır.

İğne biopsisi, sintigrafi, BT,  hastalık durumuna göre SPECT BT, PET  de diğer teşhis araçlarından olabilir.

Tiroidit, Tiroid kanseri, en sık görülen tiroid bezi hastalıklarıdır.

Tiroidit (tiroid iltihabı nedenleri)

Tiroidit nedir? Hashimato (Haşimato) hastalığı – Hashimato tiroiditi nedir?

Tiroit bezinin iltahabına  Tiroidit denir.

Akut, kronik tiroidit olabilir  Ağrılı olabildiği gibi ağrısız da olabilir.Enfeksiyon nedenli, travma ve radyasyona bağlı olabilir

En sık rastlanan tiroidit çeşidi Kronik Otoimmün tiroidit olan Hashimato tiroiditidir.

Kronik otoimmun tiroidit  diğer bir adıyla Hashimoto tiroiditi Tiroid yetersizliğinin (hipotiroidi) en sık nedeni Hashimoto tiroiditidir. Toplumun %10’undan fazlasında, daha sık kadınlarda, genellikle 30-50 yaş aralığında görülür.

Otoimmun (kendine karşı hassas vücut savunma sistemi ) mekanizmaların tetiklenir ve  tiroid bezi lenfosit hücrelerinin istilasına uğrar. Lenfosit istilası ile antikorlar oluşur ve tiroid hücresi parçalanır. Anti TPO hastaların %85 kadarında yüksek olabilir Hücrelerin yıkımının oranına göre kalıcı hipotiroidi gelişebilir. Haşimato hastalarının %20 sinde kalıcı hipotiroidi gelişmektedir.

Hastalık durumuna göre çeşitli hormonal farklılıklar görülebilir.Klinik belirti verebilen veya klinik belirti vermeyen (Subklinik )hastalık döneme göre  farklı bulgular içeren fonksiyonel rahatsızlıklar oluşturabilir.Radyolojik olarak kendine özgü  yalancı pozitiflik gösteren nodüler görüntü yapabilir.

Hashimoto hastalığına vitiligo, pernisyöz anemi, romatoid artrit, tip 1 diyabet gibi otoimmun hastalıklar eşlik edebilir.

Vrüs enfeksiyonlarından tutunda stres hormonlara ,ailesel -Genetik yatkınlık, iyot alımı, sigara kullanımı Haşimato hastalığını tetikleyebilir.

Hiçbir neden olmadan hipotiroidi, Anti TPO yüksekliği, tiroid lenfoması tiroid de kendine özgü yalancı nodüler yapı bize Haşimato hastalığını düşündürür.

Hastanın tiroid hormonları normal ise tiroid  hormon ilacı verilmesine  gerek yoktur. Genç hastalarda ve büyük guatr olan hastalarda hormonlar normal olsa da tedavi başlanır. 2-3 ay içerisinde tiroid hacmi küçülebilir.

 Hashimoto hastalığında tiroid bezinde ani büyüme “tiroid lenfoması” olabilir, tetkik yapılır.

Son yıllarda Haşimato hastalığında Laser tedavisi  gündeme gelmiştir.Hashimato’da lazer tedavisi ile ilaçlar azaltılabilir kilo dengesi sağlanabilir .

Tiroid bezinin oluşturan hücrelerin kötü huylu gelişimidir. Başlıca Papiller, Foliküler  Medüller hücrelerden  gelişir. Her hücre tipi kanser farklı klinik yaklaşım gerektirir. Kan ve lenf yoluyla yayılımgösterebilir.

Papiller, Medüller, Anaplastik kanserlerde  iğne biopsisi ile büyük oranda tanı mümkünken

Folliküler kanserde iğne biopsisisinin faydası olmaz.

Papiller tiroid kanserleri en sık görülen tipidir.Yayılım özelliği nedeniyle  iki taraflı tiroid bezi çıkarılması gerekebilirken. Kanser çapı 1 cm den küçük (mikrokanser -mikropapiller kanser) ise tek taraflı ameliyat uygulanabilir. Araştırma sonuçlarına göre lenf dokularına sıçrama yapıyorsa bazı özelliklerde büyüklülükte ve görüntü farklılığı varsa  boyun diseksiyonu (lenf diseksiyonu ) gerekebilir.

Folliküler kanserler kan yoluyla daha çok yayılan  kanserlerdir. Tanı anında her iki bezin çıkarılması gerekir. Lenf dokusna yayılım %10 kadardır.

 Medüller tiroid kanserlerinde  inatçı yayılım özellikleri farklı olan kanser türüdür. Takip ve ameliyat sonrası özellikleri  nedeniyle tümör çapı ne olursa olsun iki taraflı tiroid bezi çıkarılır ve boyun orta bölümdeki lenf bezleri çıkarılır .Belli büyüklük üzerinde ve yan bölgedeki lenf bezlerine sıçrama varsa, o bölgelerdeki lenf bezleri de çıkarılır.

Anaplastik kanserde ameliyatın hiçbir yararı olmaz.

Hastalık tanısı yayılım özellikleri, yaş, nodül durumu gibi bir çok değişken ile etkilenen karar alma süreci gerektirir.

Ses Kısıklığı:

 Ses kısıklığı oranı %1’in altındadır. Genellikle bu ses kısıklığı ödem sonucu (ameliyat sırasında dokularda gelişen şişlik) gelişir ve hastaların %95’inde ödem gerileyince düzelir.Geçici ses kısıklığı 1 hafta ile 1 ay içerisinde genellikle düzelir. Tiroid kanseri, ikincil ameliyatlar, iç guatr, hipertiroidi (zehirli guatr), dev guatr hastalarında bu risk oranları daha fazladır. Kalıcı ses kısıklığı ender görülür.

 Tiroid bezine komşu olan Paratiroid bezleri vücudun kalsiyum dengesini ayarlar .Tiroid ameliyatı sonrası bu bezleri travma görmesi, kan  dolaşımının değişmesi ile kalsiyum dengesi bozukluğu oluşabilir.Kan kalsiyum oranı düşer ellerde dilde dudaklarda uyuşma kas güçsüzlüğü, korku hissi oluşabilir. Hipertirodili olgularda, D vtamini eksikliği olanlarda  daha fazla görülür. Bu durum birkaç hafta sürebilirde de ömür boyu etkileyen ve ilaç kullanma greksinimi oluşturan durumlar meydana gelebilir.

 Boyun bölgesi kanlanması çok iyi olduğu için çok çok ender görülür.

Yara yerinde sıvı (serum) birikebilir. Genellikle 1-2 hafta içerisinde kendiliğinden kaybolur

  • Hasta hekim ted öz yönünden
  • Mortalite
  • Davranış
  • Takip kriter baş vuru
  • Kontrol zamanı